WHAT DO YOU DO INDIVIDUALLY TO PREVENT FOOD WASTE? WHAT ARE YOUR SUGGESTIONS ON THE SUBJECT?  

Hello everyone, today I will tell you about the precautions that can be taken against food waste and what I do myself. To minimize food waste, for example, I take a limited amount of money with me when I go to the market. If I wanted to buy something else, I couldn’t buy the materials I needed because I would run out of money. Another example is if you buy too much food, do not throw it away, put it in the refrigerator and freeze it so that you can use it for a long time. Another example, let’s say you cooked a meal, serve it in small portions, if you run out, you can fill it again , I don’t think there is a need to put too much anyway.

                                              ÇEVRE SENİN GELECEK SENİN SEÇİM SENİN

   Herkes temiz bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Ve herkes güzel bir dünyada yaşamak ister. Peki binlerce güzelliğin olduğu bu dünyanın gündeminden düşmeyen en sıcak konu neden çevre kirliliğidir? Cevabı çok uzakta aramanın lüzumu yoktur. Tabii ki de insanoğlunun vurdumduymazlığı deriz. Fakat bana göre bu düşünce yanlış çünkü insanoğlu kuralları çiğnemeyi alışkanlık etmiştir. Kural tanımazlığın, farklı hareketler yapmanın, havalı olduğunu düşünürler. Ancak kaçırdıkları nokta daha doğrusu düşünmedikleri ya da düşündükleri halde umursamadıkları şey çevreye karşı olan duyarlılıktır.

   İnsan canlılar arasında doğadan hem faydalanıp hem de ona zarar veren tek canlıdır. Oysaki çevre sadece insana ya da sadece bir kişiye ait değildir. Bizim bildiğimiz, bilmediğimiz, keşfettiğimiz, keşfetmediğimiz birçok canlınındır çevre. Fakat yuvamız olan dünyada çevre kirliliği almış başını gidiyor. Bu olumsuz şartların başında insan vardır. İnsan çok farklı bir varlıktır. Bir bakıma ekmek yediği tekneye tekme atmak sözünün vücut bulmuş halidir.

   Bütün bunlara ek olarak birde sınırlı kaynakların hızla tükenmesi var. Bugün farklı kültürlerde, farklı yörelerde insanlar, hayvanlar, canlılar içilebilir temiz su bulmakta zorlanıyorlar. Kuraklıkla, kuraklığın sonucu oluşan kıtlıkla mücadele ediyorlar. Çoğu insan açlıktan, susuzluktan ölüyor. Ama hala sonu yokmuş gibi sınırlı kaynakları bilinçsizce tüketiyoruz. Yani birileri yaparken birileri bedel ödüyor diyebiliriz.

   Bir başka acı gerek ise hava kirliliğidir toprakta yaktığımız anızlarla, sulara döktüğümüz tehlikeli sıvılarla, attığımız atıklarla çevreye verdiğimiz zararlar yetmezmiş gibi bizi hayatta tutan oksijenin bulunduğu alana kadar taştık. Fabrika bacalarına filtre takmamaktan tut çevreye zararlı kozmetik kullanmak havayı kirletmeye yeter de artar. Hava kirleniyorsa bile ağaçlar oksijen üretir demeye kalmıyoruz çünkü bir başka kanayan yaramız da bilinçsiz, izinsiz ağaç kesimi, küresel ısınmayla yanıp küle dönen ormanlar… Ve bunun yanı sıra yangında ölen, ağaçlar kesildiği için evsiz kalmakla yüz yüze gelen, aslında bu olanlarda hiçbir suçu olmayan hayvanlar… Çevre kirliliğiyle ölen canlılar.

  Bu kadar şeyi düşündükten sonra hala yere çöp atarak, ağaç keserek, anız yakarak, suya atık dökerek, zararlı madde atarak, kimyasal dumanlar çıkararak ve daha saymadığımız bir çok olumsuz davranışı yaparak ne yapmaya çalıştığımızı anlamaya çalışıyorum. Aklımızın başımıza gelmesi için daha ne olmalı!

   Her ne kadar bilimsel olarak dünya belki bir ihtimal iyileşecek gibi dursa da bana kalırsa dünya çapında geri dönülmez bir evreye girdik artık. Bu yüzden işin bu kısmı hayli zor. Yapmamız gereken en azından gelecek nesillerin hatırına dünyaya sahip çıkmak, bir nebzede olsa duyarlı olmak yoksa bu gidişle kendi sonumuzu yazacağız gibi duruyor.